Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
Psikoloji alanında anksiyete olarak adlandırılan kaygı, yoğun korku hissine eşlik eden bedensel yakınmalar ile ilişkili bir durumdur. Titreme, sırt ağrısı, baş ağrısı, kas gerginliği, nefes darlığı, hızlı soluk alıp verme, kolay yorulma, yüzde kızarma ve solma, çarpıntı, terleme, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, ishal, el ve ayakta uyuşma, yutkunma güçlüğü kaygının fiziksel belirtileridir. Psikolojik belirtiler kötü bir şey olacak hissi, konsantre olma güçlüğü, uykusuzluk, boğaza bir şeyler düğümlenmesi, midede rahatsızlık hissi, cinsel istekte azalma olarak görülür.
Korku bilinen bir tehlikeye verilen uygun bir yanıtken, kaygı müphem veya çelişkili bir tehdide verilen yanıt olarak değerlendirilir.
Panik bozukluk, agarofobi, özgül fobi, sosyal fobi, yaygın anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk kaygı bozukluğu içinde değerlendiren alt tipleridir.
Farmakolojik tedavinin yanı sıra destekleyici psikoterapi, iç görü yönelimli psikoterapi, davranışçı terapi, bilişsel terapi, grup terapileri uygulanmaktadır.
Kaynak: Kaplan & Sadock’s klinik psikiyatri el kitabı
1. Panik bozukluk
Kişinin kendini ölüyormuş ya da kalp krizi geçiriyormuş gibi hissettiği, genelde durumu açıklayacak önemli bir tetikleyicinin olmadığı aşırı endişe, kaygı ve korku halidir. Panik atak esnasında yaygın olarak kalp atışlarında hızlanma, titreme, terleme, hızlı nefes alıp verme, göğüs ağrısı, bulantı, bayılacakmış hissi, çıldıracağı korkusu gibi belirti ve bulgular olur. Kişi bazı kapalı ve karanlık veya kalabalık ortamlara girmekten kaçınır ya da belirgin bir stres altında bu duruma katlanır.
2. Yaygın Kaygı Bozukluğu
Yaygın kaygı bozukluğu hemen her gün birçok olay ya da etkinlik hakkında aşırı kaygı, üzüntü, endişe duyma halidir. Aşırı kaygı ile beraber kolay yorulma, konsantrasyon güçlükleri, kas gerginliği, uyku bozuklukları da eşlik eden belirtilerdir. Kişinin iş ve mesleki yaşantısı bu kaygılı durumdan etkilenir.
3. Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Sosyal fobisi olan bireyler, tanımadıkları insanlarla karşılaştığı ya da başkalarının gözünün üzerinde olabileceği ortamlara karşı kaygı duyarlar. Kişi bu korkunun aşırı ve anlamsız olduğunu bilir ancak kaygısı nedeniyle insanlarla bir araya gelmekten kaçınır. Toplum içinde yemek yeme, konuşma, tuvalete gitme gibi eylemlerden kaçınırlar.
4. Obsesif Kompulsif bozukluk
Bu rahatsızlık tekrarlayan girici düşünceler ve tekrarlayıcı davranış örüntülerini içerir. Obsesyon kaygı ve üzüntüye sebep olan yineleyici düşünce ve dürtülerdir. Kompulsiyon ise kişinin obsesyona karşı geliştirdiği, yapmaktan kendini alıkoyamadığı davranışlardır. El yıkama, düzene koyma, kontrol etme, bazı sözleri söyleyip durma olarak gördüğümüz davranış kalıplarının arkasında yoğun kaygı oluşturan düşünceler vardır.
5. Fobiler
Bireylerin özgül bir nesne veya durumun varlığı karşısında aşırı, anlamsız, belirgin ve sürekli korku yaşamasıdır. Uçakla seyahat etme, yükseklik, hayvanlar, kan görme gibi bir çok alan tariflenmiştir. Aşırı korku düzeyi çoğu zaman kişinin korkulan ortamda bulunmasına engeldir. Fobiler insanların günlük yaşantılarını olumsuz ekiler ve aksamalara sebebiyet verir.
6. Agorafobi
Agorafobide kişi ev dışında kalabalık veya açık yerler gibi kaçmanın mümkün olmayacağı yerlerde bulunmaktan kaçınır. Kişi eve bağlı hale gelir, evi hiç terk etmeyebilir veya yanında eşlik eden biri olmadan evden çıkamayabilir.
7. Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Bu rahatsızlıkta kişi sıra dışı yaşanan bir olay sonrası kaygı duymaya başlamıştır. Sevdiği birinin ani ölümü, kaza, deprem gibi kendi hayatını tehdit eden bir olayı yaşamış yada buna tanıklık etmiş olabilir. Olayı tekrar tekrar yaşadığını hissetme, olayla ilgili ortam veya durumlardan kaçınma, sık sık rahatsız edici şekilde rüyada görme gibi belirtiler tanımlarlar.